Forum Beta
FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Aoye_o10
Forum Beta
FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Aoye_o10
Forum Beta
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Forum ßeta Türkiye'nin Paylaşım Platformu...Her konuda aradığınıza ulaşabileceğiniz en büyük ve güvenilir kaynak..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 FotoğrafçıLık Hakkında Herşey

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Beta
Kurucu
Kurucu
Beta


Mesaj Sayısı : 88
Rep Puanı : 220
Başarı Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/04/10
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Empty
MesajKonu: FotoğrafçıLık Hakkında Herşey   FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Icon_minitimeC.tesi Nis. 17, 2010 8:09 pm

Fotoğraf, doğada mevcut gözle görülebilen maddi varlık ve şekilleri,
ışık ve bazı kimyasal maddeler yardımıyla ışığa karşı duyarlı hale
getirilmiş film, kağıt veya her hangi bir madde üzerine saptayan
fiziksel ve kimyasal bir işlemdir. Kelime Yunanca ışık anlamına gelen
"photos" ve yazı anlamına gelen "graphes" kelimelerinden oluşmaktadır.
Yani ışıkla yazmak anlamına gelmektedir. Fotoğrafçılık uluslararası bir
dildir ve modern hayatta üçüncü bir göz vazifesi görür. Fotoğrafçılık
bakmakla görmenin ayrı ayrı şeyler olduğunu kanıtlar. Fotoğraf bugünkü
gelişme devrinde bir bilim ve diğer bilim kollarının da hiç şüphesiz ki
en büyük yardımcısıdır.


FotoğrafçıLık Hakkında Herşey C40fbaecd6




TARİHÇESİ




Fotoğrafçılığın başlangıç tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
Fotoğraf tarihi karanlık kutu içinde görüntü elde etmenin tarihi olduğu
kadar, bu görüntüleri fotokimyasal yollarla saptamanın da tarihidir.


Sekizinci yüzyılda Cabir İbni Hayyam adlı bir Arap'ın Gümüş Nitrat'ın
güneş ışığı etkisiyle karardığını bulması ve 15. asırda büyük sanatçı
Leonardo da Vinci'nin karanlık odada mevcut ufak bir deliğin dış
dünyadaki görünümlerini aksettirmesi fotoğrafçılık tarihindeki önemli
başlangıçlardır. Sanatçılar Rönesans devrinde karanlık kutuyu buldular.
Böylece, ışığın girdiği ufak bir delik aracılığıyla karanlık kutunun
öbür ucunda konunun ters çevrilmiş bir görüntü görebiliyordu. 18.
yüzyılda karanlık kutunun bir ucuna mercek ve diğer ucuna da buzlu cam
konularak görüntü kutunun dışında görülebilir hale getirildi.

Işığın kimyevi maddeler üzerindeki etkisi ve gümüş tuzlarının görüntü
sapma duyarlılığı 200 yıl önceden biliniyordu. 1725 yılında, kireç ve
gümüş nitrat sürülmüş bir kağıt üzerine bir şekil konulup güneşe
tutulduğunda kağıt üzerinde bu şeklin bir görüntüsünün meydana geldiği
görülmüştür. 19. yüzyılın başında kağıt, gümüş nitrat çözeltisine
batırılarak negatiflerin elde edilmesi başarıldı. Fotoğrafçılığın ilk ve
esaslı gelişmesi, vernikle saydam hale getirilmiş olan kağıt üzerindeki
bir görüntünün kalay levha üzerine getirilmesidir. Daha sonra, Yuda
Bitümü ile kaplanmış kalay levha üzerine düşürülen bir görüntüde güneş
ışığı düşen yerlerin beyazlaştığı görülmüştür.

Niepce ile başlayan fotoğraf çalışmaları 1829 da Jacques Mande, Daugerre
ile birleşip 1837 de Daugerreotype'ı ortaya koymalarıyla birden gelişim
göstermeye başladı. Bu işlem gümüşle karıştırılmış bakır bir levhanın
sünger tozu ve zeytinyağı ile silindikten sonra 1/16 oranında su ve
nitrik asit birleşiminde yıkanıp hafif bir ateşte ısıtılmasını ve ikinci
defa nitrik aside batırılmasını gerektiriyordu. Böylece hazırlanan
levha iyoda batırılıp makineye yerleştiriliyor, ışık durumuna göre 5 ile
40 dakika poz veriliyordu. Elde edilen görüntü 47.5ºC ısıdaki cıvayı
kapsayan bir tepsinin içine konulana kadar ortaya çıkmıyordu.

1840 yılında ışığı 16 kere fazla geçiren bir mercek kullanılarak poz
süresi düşürüldü. Daugerre tipi ile elde edilen görüntü çok net olmakta
ise de gümüş bakır karışımı levhanın kolayca kırılması ve bu yönden çok
pahalı olması fazla gelişmesini önledi.

Aynı süreler içinde Henry Fox Talbot bir takım kimyasal maddelere
batırılmış kağıtlar üzerinde görüntü elde etmeyi başardıysa da yavaş
yavaş kararması ve görüntünün net olmaması nedeniyle kolayca unutuldu.
Ancak Talbot'un bu buluşu için ilk defa "FOTOĞRAF" kelimesi
kullanılmıştır. Bir süre sonra da negatiflerin pozitife çevrilmesi
başarılmıştır. Böylece modern fotoğrafçılığın temeli atılmıştır.

Daha sonra fotoğraf kağıtları, yumurta akına batırılarak pürüzsüz bir
yüzey elde edilmiştir. Ancak bu yöntem ayrıntıları ortaya çıkarmakta
başarısız olmuştur. Yumurta akının iyotlaşması ise başarılı sonuç
vermiştir. Bundan sonra ıslak levha yöntemi daha donra da kuru levha
yöntemi bulunmuştur.

Bu tarihlerde bir fotoğraf çekebilmek için ulaşılabilmiş en büyük poz
süresi 1/25 saniye idi.

1852 yılında George Eastman, Kodak makinelerinde 10 poz çekebilen bromür
kaplı Jelatin rulolar bulunan Kodak fotoğraf makinelerini piyasaya
sürerek çok büyük aletler taşıması gereken fotoğrafçıya kolay hareket
imkanı sağladı. Fotoğraf çekildikten sonra makine fabrikaya gönderiliyor
ve jelatin film kağıttan ayrıldıktan sonra bir cam üzerine
yerleştiriliyor ve sonra yeniden makineye film doldurularak sahibine
iade ediliyordu.

1870 de Hermann Vogel emülsiyonları muhtelif banyolara batırılarak
duyarlılıklarını arttırma yolunu buldu. 1880 yılında kırmızıya karşı
duyarlılığı çok sınırlı olan ortokomatik filmin yanında, pankromatik
filmler ortaya çıktı. Fotoğraf 19. ve 20. asırda değişik astigmat
merceklerin, selüloz asıllı filmlerin kullanılması, fotoğraf makinesi ve
film sanayinde gelişmelerle günümüzdeki durumuna geldi.



OsmanLı İmparatorLuğunda
Fotoğraf

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Eot38hq
FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Eot47bq

Bu asır
Avrupa'sında, en görkemli yıllarını yaşayan endüstri devrimi, Osmanlı
İmparatorluğu'nu politik, kültür ve sanat, askeri ve ticari yönlerde de
etkilemeye başladı ve Batı'ya dönük bir politikanın esas alınmasına
neden oldu. Toplumun beğenileri değişti. Resim, mimari ve müzikte
gelenekselin yanısıra, Osmanlı toplumunda elit zümreyi oluşturan
entellektüel, bürokrat ve saray çevrelerine Batı zevki girmeye başladı.


Batılı
hükümdarların bir gelenek haline getirdiği, kendi portrelerinin devlet
dairelerine astırılması ve hediye edilmesi alışkanlığı, Osmanlı
İmparatorluğu'nda ilk kez Sultan II. Mahmud (Saltanatı 1808-1839)
döneminde uygulandı. Yeniçeri olayından (1826) sonraki günlerde, 6.5X7.5
cm. boyutunda, kabartma sarı ve pembe güllerin, üzerlerinde elmas
bulunan mavi çiçeklerin çevrelediği bir alanın ortasına, askeri üniforma
giymiş olan Sultanın bir resmi hazırlandı. Tasvir-i Hümayun adı
verilen bu nişanlar zincir ile boyuna takılır veya resmi dairelerin
duvarlarına asılırdı.


Bir kısım tutucu
çevreler Sultanın bu davranışından rahatsız oldukları için bunu yıkmak
isteyen Sultan, 1832 yılında Cuma Selamlığından sonra, Küçüksu'da ikamet
eden Şeyhülislam Abdülvahab Efendi'yi huzuruna kabul ederek kendisini
Tasvir-i Hümayun ile ödüllendirdi. 1835'de Harbiye Mektebi'ne ve
1836'da, Rami ve Selimiye Kışlalarına büyük bir törenle Sultanın
resimleri asıldı. Ve II. Mahmud, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa
kuvvetlerine karşı çarpışacak olan Osmanlı ordusunun kumandanı �erkez
Hafız Mehmed Paşa'ya, 1838 yılında, moral vermesi için bir resmini
gönderdi.


3 Ekim 1839'da Gülhane
Hatt-ı Hümayunu
'nun Reşid Paşa tarafından okunmasından bir iki
hafta sonra, fotoğrafın bulunuşu ilk kez, İstanbul'da yayınını Türkçe,
Arapça, Fransızca sürdüren Takvim-i Vekayi gazetesinin 28 Ekim
1839 (19 Şaban 1255) Pazartesi günü 186. sayısında duyuruldu.


1840 yılında
Yenicami avlusunda ilk Postane-i Amire kuruldu. Aynı yıl İngiliz William
Churchill'in yabancı basından aktardığı yazılarla yayınına başlayan Ceride-i
Havadis
Gazetesi'nin 25 Ağustos 1840 (26 Cemazıyelahır 1256) Salı
günü 47. sayısında, Daguerre'in ticari amaçla çoğalttığı makinasından
söz edilmekteydi.


1839 yılının Ekim
ayında, Fransız ressam Horace Vernet (1789-1893), yeğeni Charles Marie
Bouton ve Daguerreotypist Goupil Fesquet (1806-1893), Marsilya
limanından yola çıkarak dünyadaki ilk fotografik geziye başladılar.


Suriye,
İskenderiye, Kahire, Sina, Filistin, Tyre, Saidon, Deir El Kamar, Şam,
Kudüs, Nazareth, Beyrut ve Baalbeck'den sonra, 4 Şubat 1840'da İzmir'e
vardılar. Fesquet tarafından hazırlanmış olan anı defterinde, 13 Şubat
1840'da Iena gemisinin bordasından çekilen İzmir'in Daguerreotype'larından
söz edilmektedir.


Bu yıllarda
matbaa ve baskı tekniği gelişmediğinden, çekilen fotoğrafları yayın
organlarında ve kitaplarda göstermek olanaksızdı. Bu çekimler,
fotoğraflara ara tonlar verilerek yeniden ressamlar tarafından çizildi.
Fotoğraftan tekrar çizim yolu ile hazırlanmış ilk kitap Excursions
Daguerriennes: Vues et Monuments Les Plus Remarquables du Globe
(1840-1844)
adı ile Paris'te N.P. Lerebours tarafından yayımlandı.
Bunlar Avrupa ve Ortadoğu'nun çeşitli yerlerinden saptanmış
görüntülerdi.


İslam mimarisi
üzerine araştırmalar yapan Joseph Philbert Girault de Prangey
(1804-1892), Ortadoğu'da 1842-1845 yılları arasında 1000'in üzerinde Daguerreotype
çekti. Bunlardan yapılan illüstrasyonlar 1846'da Paris'te Monuments
Arabes d'Egypte de Syrie, et d'Asie-Mineure Dessines et Mesures de 1842 a
1845
adı ile basıldı.


Fransız asıllı
Kompa'nın 1842 yılında İstanbul'a geldiği ve Beyoğlu Belvü'de çalıştığı,
Ceride-i Havadis gazetesinin 16 Temmuz 1842 (8 Cemazıyelahır
1258) Cumartesi günü 95. sayısında duyuruldu.


Fransız yazar
Maxime du Camp (1822-1894), 1843'de İzmir, Efes ve İstanbul'da çektiği
fotoğraflarını, 1848'de Paris'te, Souvenirs et Paysages d'Orient:
Smyrne, Ephese, Magnesie, Constantinople, Scio
adlı kitabında
yayımladı.


Jacob August
Lorent (1813-1884), 1842 yılında İstanbul'dan başlayarak, İzmir, Mısır,
Kudüs, Karadeniz'e yaptığı seyahatini, 1845 yılında Wanderungen im
Morgenlande 1842-1843
adlı kitabında yayımladı.


Bu yıllarda
Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul'da Batılı anlamda gelişme
çabaları içinde, Haliç girişinde Karaköy-Eminönü arasına inşa edilen ilk
tahta köprü 1845 yılında açıldı. 1847'de ilk banka kuruldu ve aynı yıl
ilk telgraf denemesi eski Beylerbeyi sarayında yapıldı.


Ernest de
Caranza, 1852'de İstanbul'a geldi ve Anadolu yarımadasını gezerek pekçok
Calotype çekti. Bunlardan 55 adedi ile hazırladığı albümü Sultan
Abdülmecid'e ( Saltanatı: 1839-1861) takdim ederek, "Sultan
Fotoğrafçısı" ünvanını almayı başardı.


Yine aynı yıl
Alfred Nicolas Normand (1822-1909), İstanbul'un 16 X 21 cm boyutunda Calotype'larını
çekti.


İrlanda'lı John
Shaw Smith'in (1811-1873), 1852 yılında çektiği Pera fotoğrafı, iki
negatiften oluşmuş, bilinen en eski çiftli baskıdır.


Bu yıllarda
Osmanlı yönetimi İmparatorluğun değişmekte olan çehresine yeni
katkılarda bulunuyordu. 1854 yılında Kahire-İskenderiye arasına ilk
demiryolu yapıldı. Aynı yıl Dolmabahçe Sarayı yaptırıldı. Saray, Türk
Rokoko'su adı ile tanınan eklektik tarzın doruk noktalarından biri
olmuştu. 1857'de Matbuat Nizamnamesi çıkarıldı.


Francis Frith
(1822-1898), İzmir'i 1860'lı yıllarda gezdi ve yörenin fotoğraflarını
çekti. 37 fotoğraflık albümün ilk sayfasına, Türk kostümleri içinde
kendi portresi de basıldı.


Francis Bedford
(1816-1894), Galler Prensi VII. Edward'ın Türkiye ve Ortadoğu'ya 1862'de
yaptığı geziye katılarak, Wet Collodion'lar çekti. Bu gezinin
fotoğrafları, Londra'da Day&Son tarafından basıldı.


Arkeologlar için
bulunmaz bir hazine olan Küçük Asya toprakları, Fotoğrafla uğraşan ve
eski eserlerle ilgilenen gezginlere fotoğrafın bulunuşu ile birlikte
yeni bir çalışma olanağı sunmuş oldu.


1861'de George
Perrot, mimar Edmond Guillaume ile Anadolu yarımadasına arkeolojik bir
gezi düzenledi. 1862'de Paris'te Exploration Archeologique de la
Galatie et de Bithynie
adında bir kitap yayımladılar. Jules
Delbet'nin fotoğraflarıyla yayımlanan bu kitapta verilen bilgiler,
arkeologlara yol gösterici oldu.


Fransa'nın
Osmanlı İmparatorluğu'ndaki elçisi Marquis de Moustier'in akrabası olan
A. de Moustier, 1862 yılında İstanbul'dan başlayarak, Marmara bölgesi ve


Kuzey Ege'nin
çeşitli görüntülerini çekti. Bu fotoğraflar, gravür tekniği ile
hazırlanarak, 1864'de Le Tour de Monde adlı 15 ciltlik kitabın
içinde yayımlandı.


Felix Bonfils
(1831-1885) ve oğlu Adrien Bonfils'in (1861-1929) Beyrut'ta fotoğraf
stüdyoları vardı. Baba-oğul, İstanbul ve Anadolu yarımadasının
fotoğraflarını da çektiler.


Askeri öğrenimde
üç boyutlu eşyanın doğru görüntüsünü yakalayabilmek amacı ile, Batı
tarzında ilk resim dersleri Mühendishane-i Berri-i Hümayun'un 18.
yüzyılda programına alınmıştı. 19. Yüzyılda fotoğraf derslerinin
eklendiği bu okulda öğretmenliği, ressam sınıfından mezun olan
öğrenciler yaptılar. Sultan II. Abdülhamid'in de tüm olayların
fotoğraflarını onlara çektirerek izlediği Mühendishane ve diğer askeri
okul öğrencileri arasında; Yüzbaşı Hüsnü (1844-1896), Bahriyeli Ali
Sami, Servili Ahmed Emin (1845-1892), Ali Rıza Paşa (?-1907), Ali Sami
Aközer (1866-1936) gibi isimler vardı.


Gazete
fotoğrafçılığı anlayışının öncülüğünü, 1840 yılında Osmanlı
darphanesinde şef desinatör olarak çalışmaya başlayan James Robertson
(1813-1888), Kırım Savaşı sonlarının, 1855 yılında çektiği fotoğrafları
ile yaptı.


İmparatorlukta
yerleşik stüdyolar da açılmaya başladı.Bu stüdyoların sahipleri, çevre
görüntülerinin yanısıra, portre çekimlerine de yer verdiler. Bu ilk
portreler, o güne kadar görüntülemek için kullanılan resim sanatındaki
genel eğilimleri yansıtıyor gibiydiler. �evre görüntüleriyse,
gravürlerdeki ana konuları içermekteydi.


Carlo Naya
(1816-1882), İtalya'dan Pera'ya gelip yerleşen ilk fotoğrafçılardan
oldu. 1845 yılında İstanbul'da başlayan çalışmalarını günün gazetelerine
verdiği ilanlarla da duyurdu. Stüdyosu, Grande rue de Pera'da, Rus
elçiliğinin karşısındaydı. �alışmalarını 1857 yılına kadar burada
sürdürdü.


Osmanlı halkından
Basile Kargopoulo, fotoğraf stüdyosunu 1850'de Pera'da açtı. �zellikle
İstanbul şehir panoraması ve şehir belgelemeciliğinde etkin bir rol
oynayan Basile Kargopoulo'nun fotoğrafhanesinde, süslenme heveslisi ayak
takımı gençlerin kıyafet değiştirerek, fotoğraf çektirmeleri için,
geniş bir gardrobu vardı.


1848'de Osmanlı
İmparatorluğu'na sığınan Macar mültecilerinden Raif Efendi, 1854
yıllarında İstanbul'da �emberlitaş'ta fotoğrafla uğraşmaya başladı.


Alman kimyager
Rabach, 1856'da Beyazıt'ta bir stüdyo açtı.


Pascal Sebah,
1857'de El Chark adı ile açtığı stüdyosunda, yerel giysileri
içinde dönemin Osmanlı tiplerini çekti. 1888'de Policarpe Joaillier'nin
de katılması ile stüdyonun adı Sebah&Joaillier olarak değiştirildi.


1867 yılında
Beyazıt'ta bir stüdyo açan Nikolai Andreomenos (1850-1929), otuz yıla
yakın burada çalıştıktan sonra, Pera'da da bir şube açtı. Andreomenos'un
Sultan II. Abdülhamid'den iki madalyası vardı.


İsveçli Guillaume
Berggren (1835-1920), bir gemi yolculuğu sırasında uğradığı İstanbul
limanında karaya çıkınca, yolculuğunun devamından vazgeçti. Doğu'nun bu
gizemli şehrini gördüğü anda burada kalmaya karar vermişti. 1870'li
yılların başında Pera'da bir stüdyo açan Berggren, İstanbul'un en güzel
görüntülerini usta tekniği ve kompozisyon anlayışı ile belgeledi.


Pera'lı
fotoğrafçılardan Gülmez Kardeşler, özellikle portreler ve İstanbul'un
kırsal görüntülerinin fotoğrafçılarıydılar.


Ünlü Pera
fotoğrafçıları içinde Bogos Tarkulyan (?-1940), fotoğrafçılığının
yanısıra portre ressamlığı konusunda da çalışmalar yapmaktaydı. Foto
Phebus'ün sahibi olan Tarkulyan, daha sonra fotoğrafhanesinin adı ile
kendi adı birleştirilerek "Febüs Efendi" diye çağırılmaya başlandı.


Tüm bu
fotoğrafçılara teknik donanımı sağlayan, fotoğrafın ticareti ile
uğraşan, fotoğraf malzemeleri ithal eden en büyük firmalar; Onnik
Diraduryan, Caracache Biraderler ve Nadir Fotoğrafhanesi'nin sahibi G.
Paboudjian'dı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumbeta.yetkinforum.com
Beta
Kurucu
Kurucu
Beta


Mesaj Sayısı : 88
Rep Puanı : 220
Başarı Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/04/10
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Empty
MesajKonu: Geri: FotoğrafçıLık Hakkında Herşey   FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Icon_minitimeC.tesi Nis. 17, 2010 8:10 pm

Fotoğraf Tarihine Kısa Bir Bakış
İlk fotograf, Joseph Nicephore Niepce'in
penceresinden görünüm, 1827

965-1038
Karanlık Kutuyu (Camera Obscura) ilk kullanan, ortaçağda güneştutulması
sırasında güneş ışınlarını incelemek isteyen zamanının ünlü optik
bilgini Basralı el-Hasan'dır.

Roger Bacon, 13.yüzyıl Arap yazmalarından
öğrendiği "Karanlık Kutunun" ayrıntılı bir tanımını yapmış.

1460-1472 döneminde
Leon Battista Alberti ve Leonardo da Vinci de Karanlık Kutu dan
yararlanarak cisimlerin görüntülerini yansıtmayı başarmışlardır.

1553 Giovanni Battista
Della Porta "Magiea Naturalis Libri IV" adlı eserinde Karanlık Kutuyu
etraflıca anlatmıştır.(Bu yüzden Karanlık Kutunun ilk mucidi sayılır)

1568'de Danillo
Barbaro, karanlık kutunun ışık gören deliğine bir mercek yerleştirmiş ve
görüntü kalitesini belirgin bir biçimde artırmıştır.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Karanlikkutu4mr

Bir çok değişiklikler sonrasında; Gerekli yerlere yerleştirilen ayna ve
mercek sistemiyle Karanlık Kutuya bir resim masası niteliği
kazandırılmış ve saydam yüzeyinde meydana gelen görüntülerin
çizilmesinde kullanılmıştır. Daha sonraları görüntülerin kağıt üzerine
elle çizilmesi yerine bu tür zorlukları ortadan kaldıracak tespitler
aranmaya başlanmıştır.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Jhschulze2um

1727'de Johann Heinrich Schulze gümüş tuzlarının ışığa tutulunca
değişikliğe uğramasının nedeninin ışık olduğunu açıkladı.

1777'lerde Scheele, mavi ve mor ışınların kırmızı ışınlardan
daha etkin oldukların kanıtladı.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Isikli9hq

1780 Johan Kaspar LAVATER'in Silüet Makinası.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Banyo4xh

Bu geçen sürede ışığın etkisiyle, duyarlı maddeler üzerinde görüntüleri
tespit etmek konusunda bir çok denemeler yapıldı.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Jnniepce2bz

1813'de Joseph Nicepore Niepce ışığa duyarlı bir levha
üzerinde, kalıcı görüntüler elde etmeyi başardı.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Daguerre6pv

1826'da Joseph Nicephore Niepce aynı işlemi Karanlık Kutuya da uyguladı.
1829'da kendisi gibi Karanlık Kutu da meydana gelen görüntüleri tespit
etme yolları üzerinde çalışan Louis-Jacques-Mande Daguerre ile
birleşerek bir ortaklık kurdu.

1837'de fizik bilgini Francois Arago tarafından
Daguerre'in metodunun (Daguerrotype) esası, bir gümüş levhayı, iyot
buharına tutarak, üzerinde bir gümüş iyödür tabakası elde etmek ve bu
levhayı karanlık kutuda uzun süre ışığa tuttuktan sonra, civa buharıyla
tutarak banyo yaptırmaktan ibaret olduğunu açıkladı. Daguerrotype
metodunda kopyası elde edilen tek kopya göeüntü aynadaki görüntünün
tersiydi.
1839 ve
1840'larda William Hanry Fox-Talbot gümüş tuzlarına batırılmış bir kağıt
kullanarak elde edilen negatif görüntülerden, yine aynı usulle
hazırlanmış kağıtlara istenilen sayıda pozitif fotograf basmayı
başarmıştır.
1847
Albumin, 1851 Kollodyum ve 1873 Jelatin usulleri duyartabakayı bir cam
levha üzerine dayandırdılar ve kağıt yerine de saydam ince bir film
kullandılar.
1888'de
John Curbult gerçek anlamda (selüloit levha üzerine ışığa duyarlı madde
kaplanmış) ilk fotograf filmini hayata geçirdi. Bunu takip eden
yıllarda George Eastman
roll film kullanan yeni bir kamera
tasarladı. 1895
Lumiere kardeşler saniyede 16 kare gösterim kapasitesine sahip
sinema makinasını tanıttılar.




İLk FotoğrafLar

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 00010ak

Avrupa stili taşınabilir fotograf makinası ve karanlık oda
çadırı ile çekime giden fotografçı, 1877

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 00026ms

Avrupa stili taşınabilir Karanlık oda çadırı ve çekim anı,
1877

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0011rf

Louis Jacques Mande DAGUERRE, Still Life, 1837

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0029gc

Louis Jacques Mande DAGUERRE, Boulevard du Temple, Paris,
1838

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0036as

William Henry Fox TALBOT, Botanikle ilgili ilk
fotograflardan, 1839

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0049jl

Hippolyte BAYARD, Self Portrait Boğulmuş adam, 1840

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0055su

Hippolyte BAYARD, Excavation for rue Tholoze, 1842

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0062sy

Unknown PHOTOGRAPHER, Jabez Hogg Porte çekerken, 1843

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0075bi

William Hanry Fox TALBOT, The open door, 1843

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0089iv

William Henry Fox TALBOT, The Nelson Column, Trafalgar
Square, 1843

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0098qk

William and Fredeick LANGENHEIM, Girard Bank, 1844

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0103wk

John PLUMBE, Capitol Building, Washington, 1845

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0119vb

Gustav OEHME, Üç genç kız portesi, 1845

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 0120qd

Jean Baptiste LOUIS GROS, Köprü ve Botlar Thames nehri,
1851



En son Beta tarafından C.tesi Nis. 17, 2010 8:11 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : Edit)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumbeta.yetkinforum.com
Beta
Kurucu
Kurucu
Beta


Mesaj Sayısı : 88
Rep Puanı : 220
Başarı Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/04/10
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Empty
MesajKonu: Geri: FotoğrafçıLık Hakkında Herşey   FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Icon_minitimeC.tesi Nis. 17, 2010 8:12 pm

MakineLer


Fotograf makinaları genelde aynı
amaca, yani birşeyleri görüntülemeye hizmet ederler. Bu yüzden çeşitli
sınıflandırmalara sokularak anlatılmıştır. Büyüklüklerine, bakaç
sistemlerine, kullanım alanlarına, kullandıkları filmlere göre özel
amaçlı sınıflandırmalara tabi tutulmuşlardır.


Temelde bütün makinalarda ortak olanlar.


  • Işık geçirmeyen bir ortam,
  • Görüntüleri üzerine kaydedecek, ışığa duyarlı
    filmi tutacak bir düzlem,

  • Film üzerine düşen görüntünün bozulmasını
    engelleyecek bir mercek sistemi,

  • Işığa duyarlı film üzerine düşecek ışığın
    süre ve şiddetini kontrol edecek bir mekanizmadır.

Kompakt Kamera

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Kompak12ou

Objektiften bağımsız görüşü olan vizörleri objektifin yanına veya
üstüne yerleştirilmiştir. 135 veya 110 tip olarak iki formatta film
kullanırlar. 110 film kullanan kameralar çok küçük ve kolay taşınırlar.
135 tipler ise aynı formatta SLR kameralardan daha küçük bir gövde ve
objektife sahiptirler. Prizmaları yoktur. Görüntü doğrudan film üzerine
geldiği; objektiften giren ışığın, prizma yardımı ile vizörden
görülmediği bu kameralarda paralaks hatası olur.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Minikompak15gz

İleri derecede otomatik olduklarından, özellikle geniş açı gerektiren
çekimlerde çok iyi sonuçlar alınır. Kompozisyon olanakları sınırlıdır.
Alan derinliği veya objektife takılan filtrelerin etkisi görülmez. Çok
pahalı modelleri hariç SLR'lere oranla objektif bulmak zordur. Kompakt
kameraların kendi üzerlerindeki objektifler genellikle standart objektif
olup odak uzaklığı kısadır. Yakın çekimlerde bozulmaya neden olurlar.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Paralaks2xo

Paralaks hatası :
Vizörden görülen görüntü ile film üzerine düşen görüntünün tam
olarak üst üste çakışmamasıdır.

35mm SLR (Single Lens Reflex) Kamera

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 35mmon17pp

Tek objektifli, görüntüyü ayna yardımıyla yansıtan (single lens
reflex/SLR) refleks kameralardır. En kullanışlı kamera tipi olan tek
objektifli ve refleks SLR'lerin çoğunluğu 135 mm formatta olmasına
rağmen 120(Roll film) ve 110 formatta film kullanan modelleride
bulunabilmektedir. Bütün SLR'lerde objektiften filme ulaşan görüntü tam
olarak görülebilir. Paralaks hatası yok denecek kadar azdır.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 35mmarka18ob

SLR'lerin
en önemli özelliği kompozisyon oluşturma ve pozlamanın görerek
yapılabilmesidir. Çok büyük odak uzaklığına sahip tele objektiflerden
balık gözü objektiflere kadar çok çeşitli aksesuarlar kullanılabilir,
deniz altında çekim yapmayı sağlayacak parçalar takılabilir uzaktan
kumanda edilebilir, odak uzaklığını artıran ek parçalar ve körükler çok
kolay bir şekilde objektif ve gövde arkasına eklenebilir. SLR'leri
mikroskoplara da bağlamak mümkündür.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Slr3gu

SLR makinalarda objektiften giren görüntünün ayna vasıtası ile
prizmadan yansıyarak vizöre ulaşma prensibi.

Anında Görüntü Veren Kameralar (Polaroid)

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Paloroid10bg

Anında görüntü veren kameralar da pozlamadan bir kaç dakika
sonra fotograf baskısı oluşur. Vizör sistemleri kompakt kameralardaki
gibidir ama film boyutu daha büyüktür. Elde edilen film daha sonra
büyütülemez. Her kare film çekildikten sonra makina içindeki silindirler
arasından görüntüyü pozitif olacak şekildeki kimyasal maddeyi filmler
arasında yayarak dışarı çıkarır. Çok büyük oluşları, kullanılan filmin
pahalı ve çoğaltılamaz oluşları olumsuz yönleridir. Ama anında görüntü
veren filmleri kullandıkları için banyo süresini beklemek istemeyen veya
hiçbir teknik bilgisi olmayan amatörlerin yanında büyük format çalışan
profesyonel fotografcılar için ışık ve kompozisyon kontrolü amacıyla
kullanılabilir.

Roll film kullanan SLR (Single Lens Reflex) Kamera

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Roll16qf

Roll (120 tip - 4.5X6cm, 6X6cm, 6X7 cm boyutlarında) film kullanan tek
veya çift objektifli refleks kameralardır. SLR'lerde farkları prizmanın
buzlu cam üzerine yerleştirilmiş olmasıdır. Objektifleri ve film
taşıyıcı magazinleri değişebilir özelliklerine sahiptir. Büyük film
kullanması (büyük filmler daha fazla detay verir) ve değişebilen film
taşıma sistemleri en önemli avantajlarındandır. Çekimlerde büyük
kolaylık sağlar . Magazinler kolaylıkla takılıp çıkarılabilirler. Bu
değişim sırasında filmin ışık almasını önleyecek metal sürgülü bir levha
kullanılır. Yedek magazinlere Siyah/Beyaz, Renkli, Siyah/Beyaz Saydam,
Renkli Saydam veya Polaroid filmlerin yerleştirilmesi ve değiştirilmesi
sırasında kolaylık sağlar.

120 TLR (Twin Lens Reflex) Kamera

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 120tlr14qd

Tek objektifli kameralardan daha basit makanik yapıya sahip olan
TLR (iki objektifli refleks) kameralardır. Ön panele yerleştirilmiş iki
objektif birlikte hareket ederler. Üsteki objektif görüntüyü görmek ve
netlemek içindir. Alttaki objektif in arkasındaki yaprak obtüratör
deklanşöre basıldığında açılarak ışığın film düzlemi üzerine düşmesini
sağlar.
TLR makinalar çok ucuzdurlar.
Pozlama sırasında görüntü alınmasına olanak tanırlar. Hareketli
parçaları daha az olduğundan SLR'lerden daha sessizdirler. Kötü tarafı
paralaks hatası, vizörden ters görüntü vermesi ve TTL (Objektiften giren
ışık) ölçümü yapılamadığından problem çıkarır.



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Tlr6qe




Plan (Sheet) Film Kullanan
Kameralar



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Plan12um




View kamera olarak da bilinen plan (sheet -
10X12.5cm(4X5 inç), 12.5X18cm (5X7inç), 20X25cm(8X10)inç) film kullanan
kameralardır. Bir ray sistemi veya bir taban üzerine yerleştirilirler.
Raylı tipler mutlaka ayak üzerinde kullanılmak zorundadır. Objektifin
takılı olduğu paneli, buzlu cam, ve körük ray üzerinde hareket
eder.Objektif ve buzlu cam arasındaki uzaklığı değiştirerek netleme
yapılır. Metal veya ahşap bir taban üzerine yerleştirilmiş olanları
buzlu camın bulunduğu panelin sabit oluşu dışında raylı tipteki
makinalarla aynı mantıkla çalışır.
FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Star3 FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Star3 FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Star3
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumbeta.yetkinforum.com
Beta
Kurucu
Kurucu
Beta


Mesaj Sayısı : 88
Rep Puanı : 220
Başarı Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/04/10
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Empty
MesajKonu: Geri: FotoğrafçıLık Hakkında Herşey   FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Icon_minitimeC.tesi Nis. 17, 2010 8:15 pm

Fotoğraf
MakineLerinin ParçaLarı


OBJEKTİF
Çekilecek nesneden gelen ışıkları toplayarak ışığa
duyarlı film üzerine net düşmelerini saylayan mercekler topluluğudur. Fotograf makinasının en önemli parçasıdır.
Bir objektifin standart görüş açısı verebilmesi için
görüntü düzleminden belirli uzaklıkta bulunması gerekir. İşte objektifin
optik merkezinin görüntü düzlemine olan uzaklığına ODAK UZAKLIĞI adı
verilir.
Görüntü
düzlemindeki görüntü karesinin boyutuna göre objektif odak uzaklığı da
değişir. Örnek verecek olursak ; Görüntü boyutu 24X36mm boyutunda olan
makineler için normal objektifiin odak uzunluğu 50mm civarındadır.
Görüntü boyutu 6X6cm olan makineler için 70-80mm odak uzunluğu
objektıfler normal bir görüş açısı (45º-50º) verirler.

Kullanılan filmin çapraz köşeleri arası
boyutu o görüntüyü veren makine için normal objektifin odak
uzunluğunu verir.

IŞIK GEÇİRGENLİĞİ / AYDINLANMA
İNDİSİ

Objektifin en geniş diyafram
açıklığında ışığı geçirme miktarıdır. Biraz sonra 1:1.4, 1:2.8, 1:3.5,
gibi sayılardan bahsedeceğiz bu sayılar objektifin üzerinde yazılı olan
objektifin ışığı geçirme miktarıdır. Işık geçirgenliği objektif odak
uzunluğunun objektif çapına oranıdır. Bir objektifin ışık
geçirgenliğinin büyük olması ışığın az olan nesnelerin çekimini
kolaylaştırır.
Örneğin odak
uzunluğu 100mm olan bir objektifin ışık geçirgenliği 2.8 ise objektif
çapı 100/2,8=35mm'dir. Bir objektifin ışık geçirgenliğinin büyük olaması
o objektifin ışığa karşı daha duyarlı olmasını sağlar. Işık
geçirgenliğinin fazla olması o objektifin kötü ışık koşullarında çekim
yapabilme,dar alan derinliği elde etme veya yüksek örtücü
(obtüratör-enstantane) hızlarına çıkabilme özelliklerini artırır. Işık
geçirgenliği yüksek olan objektiflere "hızlı objektif" denir.

Işık geçirgenliğinin en iyi değeri
1:1 dir yani objektifin odak uzunluğu ile çapının birbirine eşit olması
durumudur. Genel kullanımlar için 12 - 1.7 arası açıklıklar uygundur.
Manzara çekimlerinde 1:2 - 1:2.8 arası açıklıklar tercih edilirler.

Portre çekimleri için 1:3.5 - 1:5.6
arası açıklıklar tercih edilir. Işık geçirgenliği yüksek olan
objektifler (1:1.2 - 1:1.4) az ışıklı konular için uygundur.



ÇÖZME GÜCÜ


Çizgi ayırma gücü de denir. Bir milimetrelik bir
aralıktaki çizgi ayırma gücünü gösterir. Yani 1 mm'lik şerit içine en
çok çizgiyi net olarak tespit eden objektifin çözme güçü çok üstündür
diyebiliriz.



ALAN DERİNLİĞİ
Objektifin netlediği yerin önünde ve arkasında net
olarak görünen mesafedir. Az açık diyafram (f:16 f:22 vb.) değerlerinde
çekilen fotograflarda alan derinliği fazladır. Yani fotografta net olan
kısımlar daha çoktur. Geniş açılı objektifler dar açılı objektiflere
göre daha büyük alan derinliği mesafesine sahiptir.





KESKİNLİK

Birbirine yakın bölgelerdeki kontrastın yüksekliği
görüntü kalitesinini artırır. Fotograftaki farklı renkler arası geçişin
gerçekleştiği yerlerin keskin bir şekilde olması şeklinde açıklanabilir.
Bu keskinliği ışık geçirgenliğinin yüksek olması sağlar




BALIKGÖZÜ OBJEKTİF



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Fisheye15bh



Görüş açısı aşağıdaki objektiflerden en geniş olan
objektiflerdir. Balık gözü objektiflerde dikey ve yatay çizgiler anarmol
şekilde bozulmalara (distorsiyon) uğrar. Kullanım alanları sınırlı
olmakla beraber yaratıcı görüntüler elde etmek için kullanılırlar.




6mm-16mm arasında kalan objektifler balık gözü
objektifleridir.




GENİŞ AÇILI OBJEKTİF



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Wideangel17pp



Görüş açısı normal objektiflerden daha geniş olan
objektiflerdir. Alan derinlikleri fazladır. Özellikle çok dar alanlarda
çalışırken en geniş görüntüyü elde etmek için kullanılırlar. Odak
uzunluğu küçüldükçe kenarlara doğru bozulmalar (distorsiyon) artar.




17mm- 28mm arasında kalan objectifler geniş
açılı objectiflerdir.




NORMAL OBJEKTİF



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Normal18sk



Görüş açısı insan gözünün görebildiği açıya
yakın olan objektiflerdir.




  • 24x36mm olan 35mm film alan makinalar için
    50mm�lik objektif,

  • 6x6cm alan makinalar için 75mm-80mm�lik objectif,
  • 6x9cm alan makinalar için 150mm�lik objektifler
    normal objectiflerdir.

MAKRO OBJEKTİF



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Macro17gb



50mm, 100mm,125mm sabit açılı objektiflerdir. Konuya
1/1 ile 1/10 gibi oranlarda çok yakın çekimler için kullanılır. Doğa
fotografcıları için vazgeçilmez bir parça olup herzaman yanlarında
bulundurmasında yarar vardır.




DAR AÇILI / TELE OBJEKTİFLER



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Telephoto16bq



Görüş açısı normal objectiflerden daha dar olan
objectiflerdir. Fazla yakınlaşılamayan portre, spor veya doğa gibi
konuların çekimlerinde kullanılır.




100mm, 200mm, 300mm, 400mm, ve benzeri objectifler
dar açılı objectiflerdir.




500mm ve üzeri objektifler genellikle aynalı
objektiflerdir.




DEĞİŞKEN ODAKLI / ZOOM
OBJEKTİF




FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Zoom11ra



Görüş açısı değişebilen objektiflerdir. Sabit
objektiflere göre daha kolay çerçeveleme yapılmasını sağlayarak objektif
değiştirmeyi en aza indirir.
28-70mm,
28-210mm, 35-70mm,100-300mm,100-400mm ve benzeri aralıklar
içinde görüş açısı değişebilen objektiflerdir.

Genel de konu çerçevelemesine kolaylık
sağladığı veya objektif değiştirmeyi azalttığı için kullanılırlar.

Sabit objektiflere göre kullanılan
mercek sayısının fazla oluşu görüntü kalitesinde az da olsa
kayıplara neden olur.
Optik
zoom : Fotografı oluşturan her bir nokta(piksel) tek olarak ifade
edilir. Bu da fotografın net ve kontrastlı olmasını sağlar.

sAYISAL (Digital) zoom : Optik
lenslerde her bir nokta tek ifade edilmesine karşın sayısal lenslerde
optik lenslerin oluşturduğu tek noktaların birleştirilerek
kümeleştirilir. Kümelere büyütme oranı uygulanarak noktalar tekrar
oluşturulur. Bu yöntemle elde edilen fotograflarda netlik ve kontrast
yani keskinlik bozulur.




AYNALI OBJEKTİF



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Nirror19lq



Görüş açısı değişmeyen 500mm ve üstü objektiflere
denir. Fazla yaklaşılamayan spor, doğa gibi konuların çekiminde veya
"perspektif yığılma" etkisi elde etmek amacıyla da kullanılır. Ana
derinliğinin çok dar ve ışık geçirgenliğinin (1:8, 1:11) olması yanında
çok hantal olmaları çekim sırasında sallanmaya karşın sehpa
kullanılmasının zorunluluğu kötü taraflarıdır


ÖRTÜCÜ / OBTÜRATÖR /
ENSTANTANE


Film
düzlemi üzerine düşecek "ışığın süresini" yani "poz süresini"
denetleyerek filmin önünü kapatan sistemdir. Deklanşöre basıldığında bu
perde açılır ve daha önce belirtilmiş obtüratör hızı süresince açık
kalır.
Standart enstantane
değerleri 1/1, 1/2, 1/4, 1/8, !/15 1/30, 1/60, 1/125, 1/250, 1/500,
1/1000, 1/2000 şeklinde bir dizi oluşturur. Bu değerler 1 saniyeden
başlayarak saniyenin 1/2 si; 1/4 ü; 1/8 i gibi daha az sürelerde
obtüratörün açılıp kapanmasını ifade eder.Bu dizide sağa doğru
gidildikçe her stop değeri bir öncekinin yarısı kadardır.Bu diziye ek
olarak B(Bulb) eklenebilir. Makina bu konumdayken deklanşöre basıldığı
sürece obtüratör açık kalacak ve film düzlemi üzerine ışık düşecektir.

Enstantane değeri sayısal olarak
azalırken obtüratör hızı artar.Tam tersi enstantane değeri sayısal
olarak artarken obtüratör hızı yavaşlar





Merkez Örtücüler


FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Merkezopt15mt



Mekanik olarak tetikleyen yaylı yapraklar,
objektiften bağımsız gören kameralarda bulunur. Deklanşöre basıldığında
yapraklar açılır ve ışığın girmesini sağlar.




Yaprak Örtücüler



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Yaprakopt13am



Birbiri üzerinde kayabilen çelik yapraklar sayesinde
dairesel dönme hareketi sonucu açılıp film düzlemine ışık girmesini,
kapanarak ışık girmesini engelleyerek sessiz ve titreşimsiz çalışırlar.




Perdeli Örtücüler




FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Perdeopt18iz



Yatay hareketli bez veya dikey hareketli çelik
perdelerden oluşur.Örtücü düğmesine basıldığı anda ilk perde hareket
ederek filmin önünü açar ve film düzlemine ışık girmesini sağladıktan
sonra ikinci perde birincinin üzerine kapanarak ışığın girmesini
engelleyerek çalışırlar.




DİYAFRAM

Öncelikle nesnenin film düzlemi üzerinde tespit
edilmesi için gerekli "ışık miktarını" ve "alan derinliğini" denetleyen
sistemdir.Objektif üzerinde merceklerin arasında yer alır. Kısılıp
açılarak film düzlemi üzerine gelen ışığın miktarını ayarlar. Diyafram
göz bebeği gibi çalışır. Yani fazla ışıklı ortamda göz bebeklerimizin
kısılması, az ışığın yetersiz olduğu zamanlarda göz bebeklerimizin
açılması.



Diyafram açıklıkları



f değerleri ile gösterilirler. Standart diyafram
açıklıkları f:1.2 - f1.4 - f1.8 - f2 - f2.8 - f4 - f5.6 - f8 - f11 - f16
- f22 - f32 şeklinde bir dizi oluşturur. Bu diziden sağa doğru
gidildikçe diyafram açıklığı alan olarak her seferinde yarıya düşer.
f:5.6 diyafram açıklığı f:4 diyafram açıklığının geçirdiği ışığın
yarısın geçirir. En büyük f sayısı en küçük açıklığı, en küçük f sayısı
en büyük diyafram açıklığını gösterir.
Diyafram açıklığı sadece film düzlemi üzerine düşecek ışık
miktarının belirlemekle kalmayıp aynı zamanda çekilen konunun önünde ve
arkasında ne kadar net alan derinliğinin kalacağınıda belirler.

BAKAÇ / VİZÖR

Film düzleminde oluşacak görüntüyü izlememizi
sağlayan sistemdir. Çoğu makinelerde odaklamayı kolaylaştırıcı
telemetre, kırık görüntü, mikroprizma gibi sistemler bakaç içerisinde
yer alır ve ışık ölçümü, ışıklama, pil kontrolu gibi işlemler bakaçtan
izlenerek yapılır.


FİLM HIZI AYAR SİSTEMİ

Söz konusu makinada kullanılacak film hızının
makinaya bildirildiği yerdir.



DEKLANŞÖR


Bütün ayarlamalardan sonra fotografın çekimini
makinaya bildiren düğmedir.



DEKLANŞÖR KİLİDİ

Deklanşör'e bağlanarak deklanşör düğmesinin daha
rahat bir şekilde basılmasını ve uzun enstantane çekimlerinde makinanın
sallanmaması için kullanılan kablolu bir sitemdir.



ALAN
DERİNLİĞİ DÜĞMESİ


Net alan derinliğinin
görülmesini saylayan sistemdir.



FİLM SARMA KOLU


Makina içindeki çekilmemiş filmi çekim
gerçekleştirildikten sonra çekilmiş film bölümüne saran sistemdir.



IŞIKÖLÇER

Işığa duyarlı elemanları sayesinde ışık şiddetini
ölçüp örtücü hızı ve diyafram açıklığı cinsinden bildiren aletlerdir.
Işıkölçerler makinadan bağımsız olabilir veya fotograf makinasının içine
yerleştirilmiş olabilirler. Bu tür ışık ölçümüne objektif içinden ölçüm
veya TTL ölçüm de denir.



TTL IŞIK ÖLÇÜM SİSTEMLERİ


Objektif içinden
okumalı ışık ölçüm sistemleri 4'e ayrılır. Bunlar ayna üzerinden
yansıyan görüntünün bal peteği veya karelere ayrılmış alanlara düşen
ışık değerlerinin hesaplanmasıyla oluşurlar.




Ortalama ölçüm -
Averaging System




FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Averag39gj



Bu sistemde ışık ölçümü, fotograf karesinde oluşacak
görüntünün tamamının okunması sonucunda kareciklerde oluşan ölçüm
değerlerinin aritmetik ortalamasının alınması ile oluşur. Işık olçüm
sistemine göre değişen kare sayısı 24 ise bu alanlara düşen değerler
önce hesaplanır sonra bunların toplanıp 24'e bölünmesi sonuçunda oluşur.




Merkez ağırlıklı -
Center-Weighted




FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Center13gn



Merkez ağırlıklı ölçüm yapan makinalar kadrajlanmış
alanın merkeze komşu olan kareciklerden gelen ışık ölçüm değerlerinin
okunması sonrasında ortalaması alınarak oluşturulur. Bu alanın ölçüm
değerine etkisi %65 veya %70 oranında olur. Geri kalan alanın ölçüm
değerine etkisi %35 vey %30 oranında olur.




Nokta ölçüm - Center-Spot



FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Center25al



Kadrajlanmış alanın tam merkez noktasından gelen
ışık değerlerinin okunması sonucu oluşur. Diğer alanlardan gelen
değerler bu ölçüm sisteminde hesaplamalara çok az katılır.




Bölge Ağırlıklı ölçüm - Zone -
Weighted




Kadrajlanmış alan katsayılar verilerek bir kaç
bölgeye bölünür. Bu bölgelerden gelen ölçüm değerlerinin ilgili
katsayılarla çarpılarak ağırlıklı ortalaması oluşturulur.




FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Averag25bq FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Averag47ur FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Averag57ynFotoğrafçıLık Hakkında Herşey Averag12br

FİLM HIZI AYAR SİSTEMİ

Film hızları ASA / DIN veya ISO
gibi birimlerle gösterilirler. Film kutusu üzerinde yazan bu değerin
makinaya bildirildiği sistemdir. Günümüzde bir çok makina film üzerinde
bulunan barkodlar sayesinde film hızlarını makinanın ışık ölçüm
sistemine otomatik olarak veriyorlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumbeta.yetkinforum.com
Beta
Kurucu
Kurucu
Beta


Mesaj Sayısı : 88
Rep Puanı : 220
Başarı Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/04/10
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Empty
MesajKonu: Geri: FotoğrafçıLık Hakkında Herşey   FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Icon_minitimeC.tesi Nis. 17, 2010 8:16 pm

FiLmLer





Objektif içinden geçen ışık hüzmelerinden oluşan
görüntünün elde edilebilmesi için ; Saydam bir yüzeye sahip. Üzerine
Gümüş bromür, Gümüş klorür, Gümüş iyodür gibi ışığa duyarlı
bileşiklerden sürülmüş maddedir. Bunlar pozlandırılmış alan içerisinde
aydınlık ve karanlık bölgelerin farkını ortaya çıkaracak kimyasallarla
banyo edilirler.




Filmlerin Sınıflandırması
Boyutlarına Göre
Film boyutları büyüdükçe fotograf
baskılarında ve görüntülerinde keskinlik artar.

Film boyutları küçüldükçe baskılarda ve
görüntülerde keskinlik azalır.
Büyük
10x12,5 cm, 20x25 cm ve daha büyük
boy filmlerdir.

Orta Roll
fimler yani 4,5 veya 6cm genişliğinde 80cm
uzunluğunda şerit halindeki filmlerdir.

Küçük
18x24 mm veya 24x36 mm boyutlarındaki filmlerdir.
Minyatür
C110 denilen filmler minyatür filmler
sınıfına girer.
Hızlarına
Göre
Film hızları
arttıkça; Işık ihtiyacı azalır. Pozlama süresi azalır. Fotografı
oluşturan en küçük nokta yani grenler büyür. Grenlerin büyük olması
fotografın baskısında keskinliğin azalmasına neden olur.

Fim hızları azaldıkça; Işık ihtiyacı
artar. Pozlama süresi uzar. Grenler küçülür.

Yavaş (16-40 ASA* )
Poz süresi uzundur. Film üzerinde fotografı
oluşturan gerenleri çok küçük olduğundan baskılarda yüksek keskinlik
verirler . Işık sorunu olmayan yerlerde veya durağan konuların
çekimlerinde kullanılırlar.
Orta
Hızlı ( 50-100 ASA* )
En
çok kullanılan film hızıdır. Normal bir görüntü ve keskinlik verirler.
Daha çok dış çekimlerde durağan veya az hareketli konular için uygundur.

Hareketli
konuların çekimlerinde veya uygun ışık koşullarının olmadığı zamanlarda
kullanılırlar. İri grenli olduklarından bu filmden yapılan baskıların
keskinliği azalır. Manzara veya portre konularında daha sık kullanılır

Çok Hızlı (
800-3200 ASA* )
Çok
hareketli konuların veya gece fotograflarının çekimlerinde kullanılır.
Grenleri çok iri olduğundan bu tür filmlerden üretilen baskıların
keskinliği daha da azalır. Yeterince aydınlanmamis kapalı mekan
çekimlerinde kullanılır.

ASA değerleri aritmetik dizi özelliği
gösterir. 100 ASA'lık bir film 50 ASA'lı filmden iki katı daha
duyarlıdır.



ASA*

12

50 64 100
160 400 800


DIN*

12 18 19
21 23 27
30


(*) DIN (Alman
Standartlar Entitüsü tarafından belirlenmiş film hız birimidir)

DIN değerleri her üç birimde bir
çift artar. 24 DIN'lik bir film 21 DIN'lik filmden iki katı daha
duyarlıdır.

Siyah Beyaz Filmler
Esnemeyen
birçok taban üzerine kaplanmış gümüş bileşiklerinden oluşur. 1mm² bir
milyon kristal (gren) bulunur. Kaplama üzerindeki ince jelatin gümüş
bileşiklerinin zarar görmemesini ve filmin banyo ve kurutma sırasında
kıvrılmasını önler. Elde edilen negatif filmden, pozitif bir görüntü
elde edebilmek için negatif siyah-beyaz kağıda baskıları yapılır.

Renkli Negatif
Filmler
Bütün renkli
filmlerde üç fonksiyonel ışığa duyarlı bileşik tabakadan meydana gelir.
Her tabaka bir ana renge karşı hassastır. Bu tabakaların üstten itibaren
sırası: mavi, yeşil ve kırmızıdır. Mavi ışığın yeşil ve kırmızıya
duyarlı diğer tabakalara etki etmemesi için maviye duyarlı tabakanın
altına bir sarı filtre tabakası konmuştur. Bu tabaka geliştirme
işleminden sonra saydam hale gelir. Amacı beyaz ışıktan maviyi çıkararak
alttaki tabakaları etkilemesini önlemektir.

Renkli filmlerde her bileşik
tabakası ışığa duyarlılığı sağlayan gümüş bileşikleri içerirler.
Geliştirme banyosunda meydana gelen boyama maddeleri her bileşiği kendi
karakterine uygun boyar. Daha sonra gümüş bileşikleri filmden
temizlendikten sonra geriye sadece boyama maddeleri kalır. Eğer banyo
işlemlerinden sonra negatif tabakaları ayırabilseydik. En üste maviye
duyarlı tabakada orjinali mavi olan yerler sarı, yeşile duyarlı olan
tabakada orjinali yeşil yerler megenta, kırmızıya duyarlı tabakada
orjinali kırmızı yerler cyan olarak görünürdü.

Renkli Pozitif Filmler
Renkli pozitif filmler projeksiyon
veya direkt baskı amaçlı kullanılırlar. Pozitif görüntü oluşumu için
film önce Siyah Beyaz geliştiricide yıkanır daha sonra renklerin
oluşması için ikinci banyo da yıkanır.

Siyah Beyaz Pozitif Filmler
Renkli pozitif filmler gibi
kullanılır. Film bileşikleri Renkli negatif filmlerdekine benzer olup
sadece siyah-beyaz ve tonlarını ortaya çıkaracak bileşiklerden
oluşmuştur. Siyah beyaz fotografı seven ve baskısını yapamayan kişiler
tarafından kullanılır. Ama henüz kendine renkli negatif filmler gibi bir
yer bulamamıştır.
Polaroid Filmler Anında
görüntü veren üç renge duyarlı bileşik taşıyan filmlerin her birinde
boya hazır olarak kart üzerinde bulunmaktadır. İşleme polaroid film
kullanan makinada pozlandırma ile başlanır. Film kameranın altında
görünen ucundan çektiğinizde pozlandırdığımız kısım ile boya taşıyıcı
kağıt silindirler arasından geçerek kesedeki kimyasal araya homojen
olarak yayılır ve yüzyüze gelerek dışarı çıkarlar.

Gelişme işlemi başlamıştır.
Işıktan etkilenen bileşikler karşılarına gelen yüzeydeki boyayı tutar.
Boya diğer tarafa aktarılır. Örneğin maviye duyarlı bir tabakada,
üzerinde hiç mavi olmayan bir görüntü sadece sarı rengin aktarımına
sebeb olur. Yeşile duyarlı tabakada eğer görüntüde yeşil yoksa magenta
aktarılır. Beyaz bölgelerde hiç bir boya aktarımı olmaz, siyah
bölgelerde ise tüm boyalar aktarılır. Yüzyüze gelmiş negatif ve pozitif
dışarı çıkarıldığında alıcı tabaka bütün renkleri taşıyan bir
pozitiftir.
APS
- Advanced Photo System
Film
formatı 35mm'den daha küçük olup 24mm eninde 15, 25 veya 40 adet film
boyutlarında olarak kartuşa yerleştirilmiştir. Her bir kare 9/16
oranında film üzerine kaydedilir ve isteğe göre 2/3, 9/16 veya 1/3
oranında üç değişik (klasik, Orta ve Panoramik) formatta basılabilir.

Filmin makinaya
kolay takılması, Fotograf makinasının küçük olması, index sayfasına
(makinanın ozelliklerine gore) fotografçının adı, çekim tarihi,
mekanlar, baskıyı yapan stüdyonun adı, film numarası gibi bilgiler
basılabilmesi ve daha sonraki baskılar icin kolaylık sağlaması, film
bitmeden film kartuşunun degiştirilebilmesi gibi özellikleri APS
filmlerin kullanımını artırmaktadır.


Işık



Fotografın herşeyidir. Fotograf onunla var olur
onunla yok olur. Yani fotografı yapan ne siz ne de biziz fotografı
fotograf yapan ışıktır.

Işığı bir kaynaktan her yöne doğru
dalgalanarak yayılan parçacıklar olarak düşünebiliriz. Bu parçacıklar
çekim süresince sizlere filmler kısmında anlattığım ışığa duyarlı
bileşiklere yani film düzlemine çarparak fotografı oluşturur. Cisimler
ana ışık kaynağı güneşden veya suni ışık kaynaklarından aldıkları ışık
parçacıklarını helozonik dalgalı bir şekilde saniyede 300000 km'lik bir
hızla yansıtırlar. Bütün ışık türlerinin hızı aynıdır ama dalga
boyunları farklıdır. Dalga boyu ışığın niteliğini belirler. Dalga boyu
kısa olan güçlü, uzun olan güçsüz ışıktır. Görebildiğimiz en uzun dalga
boyu kırmızı, en kısası mavi ışıktır. Kırmızının güçü renklerde olduğu
gibi burada da teknik olarak karşımıza çıktı.

Işığın Özellikleri
Işık Şiddeti
Işık kaynağından yayılan
ışığın gücüdür.
Kontrast Fotografta
en karanlık ve en aydınlık bölümler arasındaki ışık yoğunluğudur.
Örneğin; Işık kaynağından yayılan ışığın konuyu her yönden eşit bir
şekilde aydınlatması sonucu (bulutlu havada çekilen) fotografta kontrast
düşük olur. Bunun karşıtı ışığın tek bir yönden konuyu aydınlatması
sonucu (güneşli havada çekilen) fotografta kontrast yüksek olur.

İyi bir fotograf için kontrast
ana etkenlerden birisidir. Fotografta kontrast ne fazla ne eksik
olmalıdır.
Yüksek konrast
koyu gölgelerden parlak beyaz aydınlıklara kadar geniş bir ton
farklılığı içerir. Az kontrast karanlık gölgeler ve parlak aydınlıkların
aşırı uçlarını içermeyen daha sınırlı bir ton farklılığı ifade eder.

Bir yaz günü güneş tam tepedeyken
özellikle ormanlık alanlarda, karla kaplı ortamlarda yada kumsallarda
kontrast fazladır. Bulutlu havalarda yada güneşin yatay geldiği
zamanlarda çekilen fotograflar gökyüzünü fazlaca içermeyen fotograflarda
kotrast azdır.
Parlak
güneşli bir havada yani kontrastın yüksek olduğu zamanlarda bir yere
baktığımızda tüm ton farklılıklarını algılayıp detayları rahatlıkla
görebiliriz. Unutulmaması gereken filmlerin ton farklılıklarının
gözlerimiz kadar olmadığıdır. Film farkı göz ardı edilirse gözümüzün
gördüğü detayları fotografta göremeyiz.
Fotograftaki beyaz parlak alanlar izleyiciyinin dikkatini
konudan uzaklaştırır. Donuk, yumuşak tonlar daha keskin ve vurgulu
olarak öne çıkar.
Yüksek
kontrastın her filmi etkileyebileceğini unutmadan çekeceğiniz
fotograflarda çok koyu ve çok aydınlık alanlar görüntünüze almamayı
çalışın veya konuya göre konumunuzu değiştirerek sonuca ulaşmaya çalışın
veya birşey beklemeyin.

Renk Işık
kaynağından yayılan ışınların nesnelere çarptıktan sonra
yansımaları sonucu gözümüzün algıladığı duyumdur.



Çeşitli ışık kaynaklarının ortalama renk
dağılımları


Işık Kaynağı
Mavi Yeşil
Kırmızı Gün ışığı %33
%34 %33
Renksiz flaş
%24 %36
%40 Stüdyo Ampulü %49
%34 %17
Normal elektrik ampulü
%12 %32
%56 Mum ışığı %6
%18 %76


Işık Kaynakları
Güneş
ışınları, açık alanda her noktayı aynı derecede aydınlatırlar.

Nokta ışık
kaynaklarından yapılan aydınlatmalar da uzaklık artıkça konuya düşen
ışık şiddeti azalır.
Arkası
yansıtıcılı kaynaklar, koni şeklinde, ışık kaynağından uzaklaştıkça
genişleyen bir ışık hüzmesi oluştururlar.

Diğer bir ışık kaynağıda gökyüzü, açık renkli
duvar yüzeylerinden gelen dağınık ışık kaynakları şeklinde
tanımlanabilir.

Doğal Işık Doğa da fotograf çekerken ışık tek bir kaynaktan yani
güneşten gelir. Flaş, lamba, ateş, ayışığı, reflektör gibi kaynaklar gün
ışığının etkisini artırmak için kullanılırlar. Işığın kalitesi; günün
saati, konuya geliş yönü, ışığa müdahale veya filmin özelliklerinden
dolayı etkilenir.
Bir
nesne üzerinden yansıyan ışık, nesnenin özellğine bağlı kalarak düzgün,
dağınık, kontraslı,sert , yumuşak, donuk, sıcak, soğuk veya kırmızıdan
maviye doğru değişik anlamlar verebilir. Genellikle donuk, mat mavimsi
ışık sakin ve durağan bir anlam verir. Koyu ve sıcak ışık daha fazla
heyecan ve enerji verir. [Linkleri sadece kayıtlı
üyelerimiz görebilir.ForumTR
üyesi olmak için tıklayınız]
bölümünde hangi rengin
hangi anlamlar verdiğine bir göz atmanızda yarar var.

Göze hoş gelen fotograflar ışığın
düzgün dağıldığı ve derinlik hissi vererek kontrast yaratan, çok koyu
keskin olmayan gölgelerin yumuşak olduğu fotograflardır.

Doğru ışıktan yaralanmak için
ışığı çok iyi okuyabilmeliyiz. Bu da artan tecrübe ile olur. Yani daha
çok fotograf çekip, farklı ışıklarda aynı konuyu çekerek fotografı nasıl
etkilediğini görerek, daha çok fotograf görerek onların nasıl bir
ışıkta çekildiğini inceleyerek ve sorarak öğrenebiliriz.

Doğrudan
gelen ışık
Güneş
ya da diğer ışık kaynaklarından kırılmadan gelerek konunun üzerine
düşen ışıktır.

Önden gelen ışık
Işık kaynağı konunun önünde fotografcının
arkasındadır. Konu bakış yönündeki her noktasından eşit miktarda
aydınlanmış ve hiç gölge yoktur. Gölgenin yokluğu derinlik duygusunu yok
eder. Bu tür ışık detay verme ve renkleri gösterme açısından çok
etkilidir.

Yandan gelen ışık
Daha güçlü ve zengin görüntüler elde edilir.
Sağ veya soldan gelen ışık gölgelere neden olduğu için görüntünün
dokularını daha belirginleştirir. Yandan gelen ışıkla oluşsan bu
gölgeler fotoğafa derinlik duygusu kazandırır. Doku ve desen
çekimlerinde bu ışık kullanılmalıdır.

Gölgelerin oluşturduğu kontrast çok yüksek ise
gözün görebildiği detayları fotografta göremeyeceğimizi söylemiştir.
Bunun için dolgu flaş kullanarak yüksek konrast düzeyi düşürülebilir.

Ters
ışık
Işık
kaynağı konunun arkasında fotografcının önündedir. Ters ışıkta fotograf
çekmek çok zordur ama çok etkili fotograflar elde edilebilir. Önden
gelen ışıkta nesnenin görmediğimiz tarafını aydınlattığı için bakış
yönümüzde detaylar kaybolur ama nesnenin dış formu belirginleşir.
Konunun etrafındaki ışık hüzmeleri fotografı güzelleştirir. İstenirse
nesne dolgu flaşı ile aydınlatılabilir. Bunu fotografa yükleyeceğiniz
duygu belirler.

Üsten gelen ışık
Işık kaynağının konu üzerine tam tepeden
gelmesidir. Bu durumda kontrast yüksek olacağı için bu durumlarda
fotograf çekilmesi tavsiye edilmez. Bu durumlarda fotografı çekip
çekmeyeceğinizi yine sizin fotografa vermek isteyeceğiniz duygu
belirleyecektir.

Noktasal ışık
Işık kaynağının bulutlardan, ağaclardan
yada başka açıklıklardan gelerek konunun bir bölümünü aydınlarmasıdır.
Gündoğumunun hemen sonrasında veya günbatımından evve, yağmurdan sonra
bulutların arasından çıkan, ormanda ağaçların veya yaprakların arasından
çıkan ışıkların hepsi noktsal ışıklardır. Bu tür ışık kaynakları ile
son derece güzel fotograflar çıkar.

Dolaylı gelen ışık
Işık kaynağının diğer
cisimlere çarptıktan sonra ilk gücünü kaybedip konumuzun üzerine düşen
ışıklardır. Kapalı veya bulutlu havadaki ışıktır. Işığın konu üzerine
düşen zamanda nasıl dağıldığı nasıl yansıdığına bağlı olarak farklı
özellikler gösterir. Dolaylı ışık alan ortamlarda çekim yaparken düşük
enstantane değerleri kullanılmak zorunda kalacağımız için sehpa ve daha
hızlı filmler kullanmak gerekir.



Çeşitli ışık kaynakları ve bunlara karşılık gelen
ortalama renk ısı değerleri


Işık Kaynakları
(ºK) Kızgın demir (Gözle görülen ilk kırmızılık)
800 Kızgın demir (Bayrak kırmızısı) 1250 Mum
ışığı
1900
60 W ev ampulü 2800 100
W ev ampulü
2860
200 W ev ampulü 2900 500
W projeksiyon ampulü
3100
1000 W tungusten-halojen ampulü
3100-3200 Normal Floresan ampulü 3700
Daylight Floresan ampulü
4800 Elektronik flaşlar 6000-7000
Güneş ışığı 5000-5500 Bulutlar
6000-6500 Bulutsuz gökyüzü 7000-14000


Yansıma
Ayna veya cam gibi pürüssüz
yüzeylere düşen ışık, geldiği acı ile hiç bozulmadan aynı ışık şiddetini
yansıtmasına düzgün yansıma denir. Duvar, kağıt veya kumaş gibi pürüzlü
yüzeylerin yansıtmasına
dağınık yansıma denir.

Kırılma Işığın farklı yoğunluktaki ortamlardan geçtikten sonra
ışığın yönü değişir. Bu yön değişikliği ışığın geliş açısına, ortamların
ışık kırılma katsayılarının oranına ve ışığın dalga boyuna bağlıdır.
Kısa dalga boyuna sahip ışıklar, dalga boyu uzun olan ışığa göre daha
fazla kırılırlar.
Polorizasyon (Kutuplaşma) Işık normalde her yönde titreşerek ilerler. Bu titreşimler
süresince sadece belli açıdaki titreşimlerin bırakılıp, diğerlerinin
söndürüldüğü ışığa polorize edilmiş ışık denir.

RenkLer

Bir ışık kaynağından
yayılan ışınların nesnelere çarptıktan sonra yansımaları sonucu
gözümüzün algıladığı duyumdur.

Renk
Sıcaklığı
Işık kaynaklarının renk kalitesini belirlemek için
kullanılır. Birimi ºK (Kelvin)'dir. Fotografı çekilecek ışık
kaynaklarının renk ısılarının bilinmesi filmde nasıl renk elde
edileceğine yardım eder. Böylece fotografı çektiğimiz ışık kaynağının
Kelvin derecesine göre hangi ton filtreyi kullanacağımızı bulmaya
yardımcı olur. Kelvin dereceSi düştükçe mavilik azalır, kırmızılık
artar. Kelvin yükseldikçe mavilik artar, kırmızılık azalır.

Her filmin üzerindeki
ışığa duyarlı bileşikler, kullanılacak ışığın renk sıçaklığına göre
ayarlanmıştır. Eğer film üzerinde yazan Kelvin derecesinden daha yüksek
Kelvin değerlerinde çekilirse fotograf mavileşir. Bunu önlemek için sarı
bir filtre kullanılır. Tam tersi film ayarlandığı kelvin derecesinden
daha düşük Kelvin değerinde çekilirse fotograf sarı-kırmızımsı renk
verir. Bunu önlemek için mavi filtre kullanmak gerekir. Burada
anlattıklarımın çoğu stüdyo fotografcılığı için mutlaka öğrenilmesi
gerekir. Tabi renk sıcaklğın dış çekimlerde de işimiz çok yarayacak.
Daha sonra bunları geri döneceğiz.

Sıcak renkler konuyu ön plana çıkarırken, soğuk
renkler uzaklaştırdığını unutmayalım.

Gün ışığının rengi hakkında

  • Gün ışığı sabahların erken saatlerinde sarıdır. Akşama
    doğru kırmızılaşır.

  • Kışın gün ışığında yaza göre daha çok mavi
    vardır.

  • Deniz seviyesinden yükseldikçe mavilik ve
    ultra-viole ışınların etkisi artar

  • Doğrudan gelen güneş ışığı gölgelere göre
    daha sıcak olur tonlu olur

  • Bulutlu ve puslu havalar mavi tonlu renkleri
    vermek eğilimindedir.

Renklerin pisikolojik olarak insanlar üzerinde
etkileri
Renkleri
psikolojik etkilerini anlamak. Onları fotograf dili ile beraber
kullanarak çektiğimiz fotografa vereceğimiz duyguyu daha da kuvvetli
hale getirebiliriz.
Kırmızı Titreşimi
en kuvvetli, en dinamik renk kırmızıdır. Hareketlendirme, tahrik etme
gibi özelliği vardır. Boğa güreşlerinde boğaları kızdırmak için kırmızı
kullanılır. Kırmızı rengi uzun zaman seyreden kişide sinir gerginliği
gözlenir, nefesi sıklaşır, kalbi daha kuvvetle çarpar. Kırmızı; güneş,
ateş, alev gibi ısı veren olayları hatırlattığı gibi, hareketlendirici
kimliğinden dolayı bir çok ülke bu rengi bayraklarında kullanmıştır.En
sevilen renlerin başında gelir.

Yeşil Dinlendirici
renklerin başında gelir. Acı, sert bir yeşil olmamak şartıyla perde
perde sıcağa veya soğuğa giden yeşiller seyredeninin içine ferahlık,
açıklık verir. Titreşimi zayıftır.Yeşilde dinsel, mistik bir anlam da
vardır. Müslümanlıkta ana renk olduğu gibi, Hiristiyanlarda da bu rengi
inanmanın, ölmezliğin bir simgesidir. Bolluk duygusuda verir.

Mavi
Huzur, mutluluk verir, rahatlamayı
sağlar.Sonsuzluğun simgesidir. Uçsuz bucaksız gökyüzünün her insana
nasıl huzur verdiğini düşünün.

Turuncu Sıcak
renkler sınıfında olup kırmızı kadar dinamik değildir, titreşimi ondan
zayıftır. Rahatlığı, parlaklığı hatırlatır. Kırmızı kadar olmasada
ateşi, güneşi, ışığı ve ısıyı çağrıştırır.

Sarı İçinden veya arkasından ışıklandırılmış etkisini uyandıran
çok parlak bir renktir. Sevinç uyandıran tonların başında gelen bu renk,
limon sarısı gibi hafifçe yeşile kayınca rahatlatıcı ve ferahlatıcıdır.
Sarı renk, uzun zaman seyredildiğinde, kanın damarlarda daha düzenli
akmasını ve sinir sistemini düzenli olmasını sağlar. Egemen olma
duydusunu da çağrıştırdığı söylenir.

Mor Kader
içe kapanış melankoli ifade ettiği söylenir. Hiristiyanlarda yas
rengidir. Soğuk renkler arasında yer alır.

Siyah Matemin, hüznün ve belirsizliğin simgesi olarak
kullanılsada daha çok güçün, korumacılığın, doğumun ve gizemliliğin
simgesidir.
Beyaz
Saflığın, temizliğin,
bozulmamışlığın yeniden başlamanın simgesi bir renktir.


En son Beta tarafından C.tesi Nis. 17, 2010 8:19 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : EDİT)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumbeta.yetkinforum.com
Beta
Kurucu
Kurucu
Beta


Mesaj Sayısı : 88
Rep Puanı : 220
Başarı Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/04/10
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Empty
MesajKonu: Geri: FotoğrafçıLık Hakkında Herşey   FotoğrafçıLık Hakkında Herşey Icon_minitimeC.tesi Nis. 17, 2010 8:20 pm

PozLandırma

Gerekli
ışığın film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemidir. Doğru poz değerini
sizin hesaplamanız gerekir. Çünkü çekeceğiniz fotografın duygusunu hangi
poz değerlerinin daha iyi vereceğini sizden daha iyi kimse bilemez.
Çektiğiniz fotografın en önemli bölümü görülmesini istediğinizden daha
açık görünüyorsa fazla pozlandırdınız daha koyu görünüyorsa az
pozlandırdınız demektir.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 1027xm
Bu ilişkiyi birkaç örnek ile açıklayacak
olursak;

f
2 2.8
4 5.6 8
11 16 22
enstantane
1/1000 1/500 1/250
1/125 1/60 1/30
1/15 1/8

Yukarıdaki
tablodaki f ve enstantane değerlerinden eşit miktarda ışık geçer. Yani
f:5.6 1/125 değerlerinde geçen ışık miktarı f:8 1/60, f:11 1/30 veya
f:16 1/15 değerlerinde geçen ışık miktarları aynıdır. Pozlandırmada
önemli olan hangi değerleri seçeceğimiz.
Yukarıdaki tabloda düşük enstantane ve f değerlerini (f:22
1/18) seçersek. Bize alan derinliği fazla olan bir görüntü sunacaktır.
Ama 1/8 lik poz süresi makinayı oynatmadan tutmamız gerektiğini
söyleyecektir. Bu durumda elle yapılacak çekimlerde görüntünün
bozulmasına neden olacaktır.
Yine
yukarıdaki tabloda f:2 1/1000 değerlerinde yapacağımız çekimde diyafram
açıklığı en büyük değerde olmasına karşın 1/1000 lik poz süresi film
düzlemine düşecek ışık miktarının yeterli olmadığı durumu yaratacak bu
da konumuzun görüntüsünün fotografta belli belirsiz çıkmasına neden
olacaktır.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 1233uv

Çekeceğimiz konu ne kadar hareketli ise o derece yüksek enstantane
değerleri kullanarak hareketi dondurabiliriz.

FotoğrafçıLık Hakkında Herşey 1055yg

Çekeceğiniz konunun hareketli olması demek devamlı yüksek hızda
çekmelisiniz anlamına gelmiyor. Yukarıdaki fotograf da hareketli
olmasına karşın uzun pozlandırılarak suya tül etkisi verilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumbeta.yetkinforum.com
 
FotoğrafçıLık Hakkında Herşey
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sistem Geri Yükleme Hakkında Herşey Ve Yapılışı [Resimli Anlatım]
» Otomobil Ses Sistemleri İle İlgili Herşey Burada
» Yeni başlayanlar için Photoshop'ta ne nedir!Herşey burada
» Ev Sinema Sistemleri Hakkında Genel Bilgiler
» Adolf Hitler ****** Hakkında Neler Düşünüyordu ?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Forum Beta :: Hobiler :: Fotoğrafçılık-
Buraya geçin: